Bir Okurun Not Defteri
15 Temmuz 2022 Cuma
Yaşar Kemal /İnce Memed II
10 Mart 2022 Perşembe
Cengiz Aytmatov / Elveda Gülsarı
24 Aralık 2021 Cuma
Ömer Hayyam / Harold Lamb
9 Aralık 2021 Perşembe
İnsanın Anlam Arayışı / Victor E. Frankl
Kitabın Adı: İnsanın Anlam Arayışı
9 Ekim 2021 Cumartesi
Zacharius Usta / Jules Verne
Yazarı: Jules Verne
Yayınevi: İş Bankası Yayınları
Sayfa Sayısı: 49
Çok kısa sürede okuyup bitirebileceğiniz, kısacık ama dolu dolu bir hikayeyle geldim bugün karşınıza. Zacharius Usta...
Zacharius Usta, ürettiği saatlerle Cenevre şehrinde adından söz ettiren çok ünlü bir saat ustasıdır öyle ki ünü İsviçre sınırlarını aşıp Fransa ve Almanya'ya kadar ulaşmıştır. Zacharius Usta, saatlerini çok ince bir işçilikle yapmakta ve bu saatler asla bozulmamaktadır. Fakat bir gün her şey değişir ve yaptığı saatler bozuldukları gerekçesiyle bir bir ustaya iadeye getirilir. Zacharius Usta, kendi eliyle yaptığı bu saatleri ne yaparsa yapsın bir türlü çalıştıramayınca kibri ile karşı karşıya kalır ve ''Tanrı sonsuzluğu yarattıysa ben de zamanı yarattım.'' deme noktasına kadar gelir. Ustamız bu noktaya geldikten sonra onun kibir denilen bu duyguyla başa çıkıp çıkamadığını merak ediyorsanız sizleri kitabı okumaya davet ediyorum.
Not: Bir sonraki kitabımız Victor E. Frankl'dan İnsanın Anlam Arayışı ile en kısa zamanda görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın...
6 Ekim 2021 Çarşamba
MADALYONUN İÇİ Bir Psikiyatristin Not Defterinden / Gülseren Budayıcıoğlu
Kitabın Adı: MADALYONUN İÇİ Bir Psikiyatristin Not Defterinden
13 Eylül 2021 Pazartesi
AMAT / İHSAN OKTAY ANAR
Kitabın Adı: Amat
Yazarı: İhsan Oktay Anar
Yayınevi: İletişim Yayınları
Sayfa Sayısı: 239
Amat, İhsan Oktay Anar'ın 2005 yılında İletişim Yayınlarından çıkan kitabı. Yazarın 7 yıl aradan sonra yayınlanan ilk eseriymiş. Benimse yazarın okuduğum ikinci kitabı bundan önce Puslu Kıtalar Atlası'nı okumuş ve çok beğenmiştim. Sayfamda da kitapla ilgili görüşlerimi paylaşmıştım. Eğer okumadıysanız o yazımı da okumanızı tavsiye ederim. İhsan Oktay Anar, yazar kimliğinin yanında felsefeci kimliğini de taşıdığı için yine bu eserinde de bu havayı bol bol soluyoruz.
Eser muhakkak yazarın kıymetli eserlerinden birisi ama buna rağmen kitabın akışı bana çok fazla hitap etmediği için şahsen ben kitabı okurken zaman zaman sıkıldım ama dediğim gibi bu eserin kalitesinden kaynaklı değil sadece tarzının bana yakın olmayışından kaynaklı bir durum. Öyle ki süreç içinde hikâyeden sıkılmış olmama rağmen kitabın insanı afallatan sonu iyi ki okumuşum demeye yeterli bir sebep aslında.
Eser, 17. yüzyılın sonlarında İstanbul'da geçmektedir. Amat isminde bir gemi Akdeniz'de iki Osmanlı gemisini batıran Avrupalı korsanlarla mücadele etmek için bizzat hükümet tarafından görevlendirilmiştir. Gemiye katılım gönüllülük esaslıdır ve toplanan mürettebat içerisinde türlü türlü özelliklere sahip kişiler vardır. Hikâyenin seyri içerisinde yeri geldikçe bu kişilerin özellikleri ile tanışıyoruz ve hepsinin karakterinin ciddi anlamda düşünülerek yazıldığını farkediyoruz. Mürettebat tamamlandıktan sonra gemide yola çıkmak için bir telaştır başlar gemiciler bu konuda aceleci davranmaktadırlar çünkü gün pazartesidir ve en geç bugün yola çıkmaları gereklidir aksi hâlde salı gününe kalacaklardır ki bu gemicilere göre büyük bir uğursuzluktur çünkü onlara göre salı kan günüdür. Âdem peygamberin oğlu Kabil, öz kardeşini bir salı günü öldürmüştür. Havva anamız bir salı günü âdet görmüştür. Yine Firavun'un karısı Hz. Asiye ve Zekeriyya Aleyhisselam salı günü ölmüşlerdir. Bu yüzden pazartesi gün batmadan yola çıkmak için bir hayli acele ederler ama ne yazık ki gün bitmiş sabah ezanı okunmuştur. İşte bundan sonrası asıl hikâyenin başladığı yer, salı günü yola çıkmak zorunda kalan Amat ve mürettebatın enteresan yolculuğuna katılan herkese keyifli okumalar diliyorum...
Not: Bir sonraki kitabımız Gülseren Buğdaycıoğlu'ndan Madalyonun İçi ile en kısa zamanda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın...
10 Ağustos 2021 Salı
Balıkçı ve Oğlu / Ömer Zülfü Livaneli
Kitabın Adı: Balıkçı ve Oğlu
Yazarı: Ömer Zülfü Livaneli
Yayınevi: İnkılap Yayınevi
Sayfa Sayısı: 140
''Yıllardır kafamda olan bir hikâye. Deniz romanı yazmak, balıkçı romanı yazmak hikâyesi ta çocukluğuma kadar gidiyor. Çünkü büyük bir Hemingway hayranı olarak ezberlemiştim ben o kitabı hatta onun da etkisiyle evden kaçmış, iki ay balıkçılık yapmışlığım var on dört yaşında, on beş yaşında iken. Dolayısıyla büyük bir tutkuydu. Böyle bir roman yazmak istiyordum...'' Zülfü Livaneli kendisiyle yapılan bir röportajda Balıkçı ve Oğlu'nu yazma hikâyesini bu sözlerle dile getiriyor.
Balıkçı ve Oğlu, Zülfü Livaneli'nin okuduğum ikinci kitabı, bundan önce Huzursuzluk romanını okumuştum ve kitap Ortadoğu'nun asırlardır kapanmayan yarasına parmak basıp bize burnumuzun dibinde olanları yeniden hatırlatması bakımından çok hoşuma gitmişti. Kitabı okuduktan sonra böylesine toplumsal bir sorunun aslında pek çok yazar tarafından işlenmediğini fark ettim ve yazarın yaptığı iş bir kez daha hoşuma gitti. Hemen hemen aynı hisleri bu kitap için de taşıyorum çünkü yazarımız yine toplumsal meselemiz hâline gelen bir kaç hususu gerçekten içimize işleyecek şekilde bizlere sunmuş.
Eserde, Ege köylüsü olan ve balıkçılık yaparak geçimlerini sağlayan Mustafa ve eşi Mesude'nin hayatları, Mustafa'nın denizde Afgan mülteci bir bebek bulması ile değişiyor. Kendi çocukları Deniz'i, balığa gittikleri bir gün çıkan fırtına sonrası aniden kaybeden bu çift için Afgan bebek, hiç beklenmeyen bir hediye oluyor. Hikâyenin bu kısımlarında yazar; annelik, babalık, evlat acısı duygularını yoğun olarak işliyor ama burada değinilen esas mesele mülteci meselesi...
Mülteci meselesi, sürekli can yakan bir mesele olarak dipdiri karşımızda duran gerçeklerden birisi. Öyle ki daha çok yakın bir tarihte düzensiz göçmenleri taşıyan botun batması nedeniyle cansız bedeni sahile vuran Aylan bebeği unutabilenimiz var mı... Aylan bebek her ne kadar göçmenlerin sembolü hâline gelmiş olsa da aslında daha nice Aylan bebeklerin olduğunu da biliyoruz.
Yazarın işlediği tek konu mülteci meselesi değil, hikâyenin ağırlığı bu yöne olsa da kitap çok hacimli olmamasına rağmen yazarın sayfa aralarına sıkıştırdığı başka bir mesele daha var. Rant hırsıyla kıyılara saldıran büyük şirketlerin kurdukları yapay balık çiftlikleri ile hem orada senelerden beri balıkçılık yaparak geçimlerini sağlayan insanların düzeninin hem de ekolojik dengenin bozuluşuna kısa da olsa değinmeden geçmemesi yine benim hoşuma giden bölümlerden birisi oldu.
Eser öyle çok hacimli bir kitap değil olaylar hızlı hızlı bir çırpıda yaşanıyor, yazar ne anlatacaksa bir solukta anlatıp bir kaç sayfada geçiveriyor. Bu yüzden de okurken bir roman okuyormuş gibi değil de sanki uzun bir hikâye okuyormuş gibi hissedilebiliyor. Ben bazı zamanlar kitap okumak istiyorum ama muhtemelen öncesinde okuduğum kitaptan yorulmuş oluyorum ve beni biraz dinlendirecek bir şeyler arıyorum. Okuyacağım kitap hem bana bir şeyler katsın hem de kolay okunsun istiyorum böyle zamanlarınız sizin de oluyorsa eğer bu kitabın tam da böyle zamanlarda okunacak bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bence işlenen konu hoşunuza gidecek ve yorulmadan okuyacaksınız. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Not: Bir sonraki kitabımız İhsan Oktay Anar'dan Amat ile en kısa zamanda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın...
1 Ağustos 2021 Pazar
Çavdar Tarlasında Çocuklar / J. D. Salinger
24 Temmuz 2021 Cumartesi
İnce Memed I / Yaşar Kemal
6 Temmuz 2021 Salı
İki Şehrin Hikayesi / Charles Dickens
Kitabın Adı: İki Şehrin Hikâyesi
Yazarı: Charles Dickens
Yayınevi: İş Bankası Yayınları
Sayfa Sayısı: 508
İki Şehrin Hikâyesi Charles Dickens'ın 1859 yılında gazetelerde tefrika edilmek üzere yazdığı ve konusu Fransız İhtilali sırasında Londra ve Paris'te geçen bir dizi olayı anlatan tarihî romanlarından bir tanesidir.
Yaşar Kemal /İnce Memed II
Kitabın Adı: İnce Memed II Yazarı: Yaşar Kemal Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları Sayfa Sayısı: 459 Uzun zamandır bloğumla ilgilenemedim. ...

-
Kitabın Adı: Ömer Hayyam Yazarı: Harold Lamb Yayınevi: Kaknüs Yayınları Sayfa Sayısı: 304 Merhaba, bugün biyografik roman sayılabilece...
-
Kitabın Adı: Elveda Gülsarı Yazarı: Cengiz Aytmatov Yayınevi: Ötüken Sayfa Sayısı: 231 Cengiz Aytmatov 12 Aralık 1928 tarihinde Kırgızi...